Vecihi Hürkuş

Türkiye'nin ilk yerli uçağını üreten pilot, mühendis ve girişimci

Vecihi Hürkuş (6 Ocak 1896 - 16 Temmuz 1969), Türk savaş pilotu, havacılık mühendisi ve havacılık öncüsüdür. Türkiye'nin ilk uçağı VECİHİ K-VI'yı inşa etmiş ve ülkenin ilk sivil uçuş okulunu kurmuştur.

Vecihi Hürkuş
1930'larda Hürkuş
Doğum6 Ocak 1896(1896-01-06)
Arnavutköy, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm16 Temmuz 1969 (73 yaşında)
Ankara, Türkiye
Defin yeriCebeci Asri Mezarlığı, Ankara
Bağlılığı Osmanlı (1912-1920)
 Türkiye (1920-1925)
Hizmet yılları1912-1925
RütbesiPilot Astsubay Başçavuş
Birimi
  • 7. Tayyare Bölüğü
  • 9. Tayyare Bölüğü
Çatışma/savaşları
ÖdülleriMecidiye Nişanı Osmaniye Nişanı Harp Madalyası Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası
Ailesi
EşiHadiye Hürkuş

İstanbul'da doğan Hürkuş, Tophane Sanat Okulu'ndan mezun oldu ve daha sonra 1912 Balkan Savaşları'nda Osmanlı Ordusu'na katıldı. Savaşlardan döndükten sonra Beykoz'da bir esir kampının komutanı oldu. 1914 yılında Irak Cephesi için Bağdat'a teknisyen olarak gönderildi. Bir kazada hafif yaralanması sonucu 1916'da İstanbul'a geri gönderilen Hürkuş, pilotluk eğitimi aldı. Yüzbaşı Şükrü Koçak ile birlikte düşman uçağı düşüren ilk iki Türk pilotundan biri oldu. 1917'de acil iniş yaptıktan sonra Rus kuvvetleri tarafından esir alındı ve Nargin Adası'nda bir kampa kapatıldı, ancak 1918'de kaçtı. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan güçlerini bombalayan pilot, küçük bir dost ateşi olayına karıştı.

Savaştan sonra kendi uçağını inşa etmeye başladı, bu Türkiye'nin ilk uçağı olacaktı. Uçağı izinsiz uçurduğu için hapis cezası aldı. Ceza daha sonra ertelenmiş olsa da, bu durum onun hava kuvvetlerinden ayrılmasına ve gösteri uçuşlarının ardından broşürlerini dağıtmış olduğu Türk Tayyare Cemiyeti'ne (TTaC) katılmasına neden oldu. 1930 yılında Hürkuş, ikinci uçağı VECİHİ K-XIV'ü üreterek sertifika almak üzere Çekoslovakya'ya naklettirdi. Uçağı kullanarak yerel uçuşlar gerçekleştirdi, havacılığı tanıttı, konferanslar düzenledi ve TTaC için bağış topladı. Daha sonra asistanı kovulduğu için TTaC'den ayrıldı.

1932'de kendi uçuş okulunu kurdu ve Bedriye Tahir Gökmen de dâhil olmak üzere birçok öğrenci yetiştirdi. Okul, 1934 yılında Müdafaa-i Milliye Vekâleti tarafından kapatıldı. 27 Şubat 1939 tarihinde Almanya'daki Weimar Mühendislik Okulu'ndan uçak mühendisliği diploması aldı. 1940'larda kitaplar yazmaya ve bir dergi çıkarmaya başladı. 1954 yılında bir havayolu şirketi kurdu, ancak daha sonra şirketin uçuşları yasaklandı. 16 Temmuz 1969'da Ankara'da öldü ve Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedildi. Hürkuş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden üç takdirname ve İstiklâl Madalyası almıştı. Hürkuş ve Hürjet onun adını taşımaktadır.

İlk yılları ve kişisel yaşamı

değiştir

Vecihi Hürkuş, 6 Ocak 1896 tarihinde Akıntıburnu, Arnavutköy, İstanbul'da doğdu. Babası gümrük memuru Faham Bey ve annesi Zeliya Nihir Hanım'dı. Babası, Vecihi üç yaşındayken vefat etti.[1] Üsküdar Paşakapısı ilkokuluna ve ardından Tophane Sanat Okulu'na gitti.[2] Kurtuluş Savaşı sırasında Vecihi, Akşehir emniyet müdürünün kızı Hadiye Hanım ile evlendi ve çiftin iki kızları oldu. Daha sonra çocukluk aşkı İhsan Hanım ile evlendi ve ondan bir kızı daha oldu. 1950'de tekrar Hadiye Hanım ile evlendi.[3] Soyadı Kanunu'ndan önce babasının isminden dolayı "Vecihi Feham" olarak anılan Vecihi, 1930'lu yıllar boyunca yaptığı uçaklara "Vecihi Kartal" imzasını atmıştı. Soyadı Kanunu'nun ardından soyadını önce "Türküş", daha sonra 1949'da "Hürkuş" olarak değiştirdi.[4]

Yeğeni Eribe Hürkuş, Türkiye'nin ilk kadın havacılarından biriydi. 29 Ekim 1936'daki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında paraşütle atlarken öldü ve Türkiye'nin ilk kadın havacılık şehidi oldu.[5]

Askerî kariyeri

değiştir

Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı

değiştir

1912 yılında gönüllü olarak amcası Albay Kemal Bey ile birlikte Balkan Savaşları'na katıldı ve Edirne'ye gönderildi. Savaştan sonra Beykoz'da bir esir kampının komutanı olarak atandı.[1] Mısır'a giden pilotların ölümlerinden etkilendi ve model uçaklar yapmaya başladı. Kendisi de pilot olmak istedi, ancak onun çok genç olduğu düşünüldü. Bunun yerine uçak teknisyeni okuluna gitti ve burada uçaklar hakkında bilgi edindi.[6]

1914'te I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla, Irak Cephesi sırasında Bağdat'a teknisyen olarak gönderildi.[7] 12 Şubat 1916 tarihinde, diğer pilot üsteğmen Mehmet Ali ile günümüzün Filistin yakınlarında bir keşif uçuşu yaptı. Uçuş sırasında uçak arızalandı ve düştü. Mehmet Ali'nin bacağı kesilmek zorunda kaldı,[8] Hürkuş ise kritik durumda İstanbul'a gönderildi. Tedavisinin ardından Yeşilköy'deki Tayyare Mektebi'ne girdi ve pilot oldu. Aralık 1916'da astsubay olarak 7. Tayyare Bölüğü'ne katıldı.[7][9] 26 Eylül 1917 tarihinde yüzbaşı Şükrü Koçak ile birlikte bir Rus uçağını düşürdüler,[7] bu olay Türk havacılık tarihinde bir ilk olarak kabul edilir.[1]

Kafkasya Cephesi'nde Hürkuş, 8 Ekim 1917 tarihinde bir hava çatışmasında yaptığı taktiksel hata sonucu yara aldı ve Erzurum'a acil iniş yaptı.[7][9] Ruslar tarafından esir alınacağını fark edince, uçağını teslim etmemek için yaktı. Nargin Adası'ndaki bir esir kampına götürüldü ve burada tutuldu, ancak Azerbaycanlıların yardımıyla kaçtı.[4] 13 Mayıs 1918'de İran üzerinden İstanbul'a döndü.[7] Dönüşünden sonra İstanbul hava sahasını savunmakla görevli 9. Tayyare Bölüğü'ne katıldı. Savaşın sona ermesiyle birlikte askerlikten terhis edildi.[9]

Kurtuluş Savaşı

değiştir
 
Kurtuluş Savaşı sırasında Hürkuş'un portresi

Kurtuluş Savaşı sırasında Hürkuş, birkaç uçak uçurdu ve bakımını yaptı.[10] Haziran 1920'de birkaç havacı arkadaşıyla birlikte, işgal altındaki İstanbul'dan bir uçak çalarak Anadolu'daki Kuvâ-yi Milliye'ye katılmaya çalıştı. Bu girişim, uçağın fazla ağırlık nedeniyle düşmesi sonucu başarısız oldu. Konya'daki uçak istasyonuna pilot olarak katıldı ve buradan Türk Ordusuna destek için keşif ve saldırı uçuşları yaptı.[9]

20 Ağustos 1920'de, Simav yakınlarında başka bir uçakla birlikte keşif uçuşu yaptı. Bir vadinin üzerinden alçaktan uçtuktan sonra üsse dönerken, Kelemyenice yakınlarında bir askerî kamp gördü ve çadırların gri renkte olduğunu görünce bomba atmaya karar verdi. Ancak bu kamp, Türk kuvvetlerinden Kuvâ-yi Seyyâre'ye aitti. Hürkuş Uşak'a indiğinde, bu birliğin bombalandığını ama can kaybı olmadığını bildiren ve Türk uçaklarından karşılık vermelerini talep eden bir telgraf aldı. Hatasından dolayı şok olan Hürkuş, Kuvâ-yi Seyyâre'nin isteğini yerine getirmeyi teklif etti. Aynı gün yeniden havalandılar ve 40 dakika sonra Demirci'ye ulaştılar, burada biri güneyde, diğeri kuzeydoğuda iki kamp tespit ettiler. Hürkuş iki bomba attıktan sonra Uşak'a döndü. Ertesi sabah Kuvâ-yi Seyyâre, Demirci çevresindeki zayıflamış Yunan kuvvetlerine saldırdı.[11]

Mart 1921'in sonlarında Hürkuş, Eskişehir'den kalkarak Bursa ve Bilecik çevresindeki Yunan kuvvetlerini birçok kez Pfalz D.III ile bombaladı. 25 Mart'ta, bir motor arızası nedeniyle dönmek ve iniş yapmak zorunda kaldı.[12] Sakarya Meydan Muharebesi öncesinde, Türk Hava Kuvvetleri sadece bir operasyonel avcı uçağına sahipti, çünkü iki uçak düşürülmüş ve biri tamir gerektiriyordu. 19 Ağustos 1921'de Hürkuş, bir ay önce Kuşadası'na acil iniş yapmış Yunan Hava Kuvvetleri'ne ait ele geçirilen bir de Havilland DH.9 uçağını kullandı. Uçağın hâlâ çalışır durumda olduğunu tespit ederek ona İsmet adını verdi. Sakarya Meydan Muharebesi sırasında, bu uçakla toplam 24 keşif uçuşu yaptı.[13] 1923 yılında Hürkuş'a, Edirne'den İzmir'e terk edilmiş bir yolcu uçağını uçurma görevi verildi.[9]

İlk Türk uçağı

değiştir
 
VECİHİ K-VI'nın yapımı sırasında, y. 1924

14 Haziran 1923'e kadar Hürkuş, yeni eğitim ve keşif uçağı VECİHİ K-VI'nın teknik çizimlerini tamamladı. Projeyi Türk Hava Kuvvetleri'ne sundu ve onay aldı. Arkadaşlarıyla birlikte Halkapınar Uçak Tamir Atölyesi'nde uçağı inşa etmeye başladı.[10] Günde en az 16 saat çalışarak ve bazen iki saatten az uyuyarak uçağı yapmaya devam etti. Sadece uzun mesafe görevlerinde çalışmadı;[14] Aralık 1923'te beş havacıyla birlikte Avrupa havacılığını incelemek üzere gönderildi,[15] Nisan 1924'ten sonra geri döndü.[16] Uçak 14 ayda monte edildi. Uçağı sertifikalandırmak için bir teknik komite kuruldu, ancak yeterli kalifiye üye olmadığından uçuş talebi reddedildi. 28 Ocak 1925'te Hürkuş, K-VI'yı ilk kez uçurdu ve 15 dakikalık bir uçuşun ardından geri indi.[17] Bu, Türk yapımı bir uçakla yapılan ilk uçuştu.[18]

Aynı gün, Hürkuş'un izinsiz uçtuğu için hapis cezası aldığı bildirildi.[a] Bu, hemen hava kuvvetlerinden istifa etmesine neden oldu. Genel teftiş makamına istifası bildirildiğinde, cezası kaldırıldı, "ama artık çok geçti".[20] Başka bir yönetici, onu istifasını geri çekmeye ikna etti. İstifasını geri çekmek için müfettişin ofisine gittiğinde, müfettiş onu "sert, soğuk ve aşağılayıcı bir şekilde" karşıladı. Bunun üzerine Hürkuş, istifasını tamamlamak için geldiğini söyledi.[21] Hürkuş, K-VI'yı geri almaya çalıştı, ancak "gecikmelerle karşılaştı".[22] Uçak, hangarda değil, dışarıda bırakılmıştı[19] ve daha sonra bilinmeyen koşullarda yok edildi.[23]

Türk Tayyare Cemiyeti ile ilk çalışması

değiştir

Hürkuş, hava kuvvetlerinden ayrıldıktan sonra yeni kurulan Türk Tayyare Cemiyeti'ne (TTaC) katıldı.[9] Cemiyetin mühendislik şubesini organize etmekle görevlendirildi.[24] Haziran 1925'te, Ceyhan'daki halkın bağışlarıyla alınan Ansaldo yapımı bir uçakla Ankara'dan şehre uçtu. Yol boyunca TTaC hakkında yerleşim yerlerine broşürler dağıttı. Adana'da dönüş yolunda akrobasi uçuşları yaptı ve gökyüzünde sarmallar çizdi.[25] Aynı yıl, Avrupa havacılığını incelemek üzere kurulan TTaC komitesine katıldı.[26] 3 Temmuz'da, üç komite üyesiyle birlikte Avrupa'ya gitti ve Almanya, Danimarka, İsveç, Fransa ve İtalya'daki havacılık tesislerini ziyaret etti. Grup 2 Eylül'de Türkiye'ye döndü.[27] O dönemde TTaC'nin Baş Tayyareci'si olarak biliniyordu, ancak Recep Peker'in isteği üzerine bu unvanı kullanmayı bıraktı.[28]

1926 yılında Millî Savunma Bakanlığı tarafından Kayseri'de uçak üretmek amacıyla fabrika kurmak için Almanya'daki Junkers fabrikasına gönderildi. Junkers A 20 modelinde bazı sorunlar tespit etti ve bu sorunlar A 35 modelinde düzeltildi. Türkiye'ye döndükten sonra, Junkers G 23 ve Junkers F13 ile Ankara ve Kayseri arasında yolcu taşımacılığı yapması istendi. Bu, ülkenin ilk sivil havacılık uçuşuydu.[29]

Uçak atölyesi ve uçuş okulu

değiştir
 
Milliyet gazetesinde Hürkuş'un ikinci uçağı Vecihi K-XIV'in 1930'daki uçuşuna ilişkin haber

1930 yılında, TTaC'ye uzun bir ara verdi. Denize erişimi olan Kadıköy'de bir kereste dükkânı kiraladıktan sonra,[30] üç ay içinde ikinci uçağı olan Vecihi K-XIV'i üretti. Uçağı ilk kez 16 Eylül'de Fikirtepe'de basının ve kalabalığın önünde uçurdu.[31] Daha sonra uçuş izni almak için Ankara'ya uçtu, ancak yine nitelikli personel eksikliği nedeniyle reddedildi ve bunun yerine yurtdışından izin alması istendi. Türkiye ile iyi ilişkileri nedeniyle iznin Çekoslovakya'dan alınmasına karar verildi.[26] Hürkuş, 6 Aralık 1930'da Prag'a ulaştı, uçağı ise hâlâ Türkiye'deydi.[32] Uçak, tüm ilgili belgeler Çekçeye çevrildikten sonra Şubat 1931'de trenle Prag'a gönderildi.[26] 23 Nisan 1931'de uçak yakınlardaki bir kumarhanede sertifikalandı. Hürkuş, Vecihi K-XIV ile Çekoslovakya'dan Türkiye'ye uçtu ve 5 Mayıs'ta ülkeye ulaştı.[32] Havacılığı tanıtmak için K-XIV ile yurtiçinde uçuşlar yaptı ve çeşitli konferanslar verdi.[26] Eylül 1931'de Anadolu boyunca 5.000 kilometre (3.100 mi) uçtu ve uçuşlardan sonra kalabalığı TTaC'ye bağış yapmaya ikna etmek için konuşmalar yaptı.[33] TTaC birçok bağış aldı ve uçuşlar başarılı kabul edildi.[34] Ancak TTaC, Hürkuş'un asistanını rapor göndermediği için işten çıkardı. Ayrıca, Vecihi K-XIV uçuşlardan men edildi; bu iki sebepten Hürkuş, TTaC'den istifa etti.[35]

Hürkuş, 28 Aralık 1931'de ilk Türk havacılık kulübünün açılış töreninde yer aldı.[36] Kulüpte havacılıkla ilgili dersler verdi.[37] Şubat 1932'de kulübün yönetim kuruluna seçildi.[38] Kulüp kapandıktan sonra Hürkuş, TTaC'yi kulübe mâli destek vermediği için suçladı.[39] TTaC ile yaptığı konferanslarda gençlerin havacılığa olan ilgisini fark etti. İnsanlardan pilot olmak isteyen mektuplar aldı.[40] Aralık 1931'de halka açık bir uçuş okulu açma niyetini ilk kez açıkladı.[41] Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı bu fikri onayladı.[42] Ocak 1932'de okulun yeri belirlendi ve hangar inşaatı neredeyse tamamlandı.[43] 21 Nisan 1932'de Hürkuş, Türkiye'nin ilk sivil havacılık okulu olan Vecihi Sivil Tayyare Mektebi'ni resmen kurdu.[44] Başlangıçta eğitimlere aynı yıl 27 Eylül'de başlamak istedi çünkü bu tarih Vecihi K-XIV'ün ilk uçuşunun yıldönümüydü. İnşaatın sürmesi nedeniyle bu tarih en az Şubat 1933'e ertelenmek zorunda kaldı, ancak Hürkuş, 27 Eylül'ü sembolik bir tarih olarak kullanmaya devam etti. Okula on altı öğrenci kaydoldu.[45] Aynı yıl Hürkuş, ayrıca kendi uçak atölyesi olan Vecihi Faham Uçak Yapım Atölyesi'ni açtı.[46] Atölye tek bir hangardan oluşuyordu.[47]

 
Vecihi K-XIV uçağıyla Hürkuş

Vecihi K-XIV, eğitimde kullanıldı ve aynı amaçla ikinci bir K-XIV de üretildi.[48] Okul, çoğunlukla resmî kurumlardan mali destek ve uçak parçaları dâhil olmak üzere birçok bağış aldı.[49] Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı, Haziran 1933'te iki uçak hediye etti.[50] Hürkuş ayrıca okulu finanse etmek için reklam satışı yaptı.[51] Okul, motorlu ve planör uçaklar için eğitim sağladı, ancak planör eğitimi tam olarak uygulanmadı.[52] Bedriye Tahir Gökmen de dâhil olmak üzere altı öğrenci yalnız uçuş gerçekleştirdi.[51] 17 Eylül 1934'te okul, "hükûmetin sivil havacılığın daha geniş ve daha temel bir şekilde yayılması için modern ve büyük bir kurum oluşturma planı" nedeniyle Müdafaa-i Milliye Vekâleti tarafından kapatıldı. Hürkuş, bu kararı protesto etmek için Ankara'ya gitti, ancak başarılı olamadı.[45] Uçuş okulu faaliyet gösterdiği süre boyunca, Hürkuş birkaç uçak daha üretti.[34] 1933 yılında diğer bir havacı olan Nuri Demirağ'ın mali bağışı ile Vecihi K-XVI'yı, atölyesinde kabinli olarak üretti.[53] Uçak motoruyla çalışan bir tekne olan Vecihi SK de yapıldı.[34] Ertesi yıl Hürkuş, Vecihi X-VI-D adlı yolcu deniz uçağını inşa etti.[53]

Türk Tayyare Cemiyeti'nde ikinci görev

değiştir

1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk, Fuat Bulca'dan TTaC ile yeni bir havacılık projesi oluşturmasını ve Hürkuş'u bu projeye dâhil etmesini istedi.[54] Türkkuşu adı verilen bu projenin amacı genç Türk havacıları eğitmekti.[53] Hürkuş, uçaklarından biriyle Ankara'ya taşındı.[54] Ankara'da Türkkuşu hangarları ve tesislerinin inşasında çalıştı.[55] Proje kapsamında, eski uçuş okulunun öğrencileri ve Sabiha Gökçen de dâhil olmak üzere birçok öğrenci, Sovyetler Birliği'nin Koktebel'deki bir planör okuluna gönderildi.[53] 1935'ten 1936'ya kadar Hürkuş, Türkiye'nin ilk planörünü inşa etmek için çalıştı. Ankara US-4 ve Ankara PS-2 adında iki planör inşa etti.[55]

TTaC'nin adı Türk Hava Kurumu (THK) olarak değiştirildikten sonra, Hürkuş tekrar kuruma katıldı ve 1937'de Almanya'daki Weimar Mühendislik Okulu'na gönderildi. 27 Şubat 1939'da bu okuldan uçak mühendisliği diploması aldı. Daha sonra Türkiye'ye döndü ve mühendislik lisansı almak için Bayındırlık Bakanlığı'na başvurdu, ancak "iki yılın mühendis olmak için çok kısa bir süre olduğu" gerekçesiyle reddedildi. Danıştay bu kararı daha sonra bozdu ve Hürkuş'un başvurusu kabul edildi.[5] THK onu teknik yeterliliği olmayan Van'daki şubesine atadı. Bu durum onu THK'den istifa etmeye yöneltti.[18]

Sonraki girişimleri ve ölümü

değiştir
 
Hürkuş'un Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki mezarı

1942'de Hürkuş, 1915'ten 1925'e kadar olan havacılık deneyimlerini anlatan ilk kitabı Havalarda'yı yazdı. 1947'de Kanatlılar Birliği adlı bir havacılık kulübü kurdu ve sonraki yıl Kanatlılar adlı aylık bir havacılık dergisi yayımlamaya başladı, dergi 12 sayı sürdü.[56] 1951'de beş arkadaşıyla birlikte havadan tarımsal ilaçlama yapmak için bir şirket kurdu, ancak anlaşmazlık nedeniyle şirketten ayrıldı. Bir yıl sonra Birleşik Krallık'tan bir Proctor V satın alarak çeşitli markaların reklamını yapmak için uçuşlar gerçekleştirdi.[57]

29 Kasım 1954 tarihinde, Türk Hava Yolları'nın eski uçaklarını satın alarak Hürkuş Hava Yolları'nı kurdu.[58] Diğerlerinin hizmet vermediği yerlere uçmayı hedefledi, ancak sabotajlar ve uçak problemleri nedeniyle hava yolu uçuşları yasaklandı.[57] Uçaklardan biri 1955'te kaçırılarak Bulgaristan'a götürüldü. Hayatının sonlarına doğru, uçuş yapamayan uçakların sigorta maliyetleri nedeniyle borca girdi; hatta hükûmetten ulusal hizmeti için aldığı ödemeler bile haczedildi.[59]

Ankara'dayken beyin kanaması geçiren Hürkuş, komaya girdi. 16 Temmuz 1969 tarihinde Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde öldü.[59] Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedildi.[60] 52 yıllık uçuş kariyerinde Hürkuş, 102 farklı türde uçak uçurdu ve 30.000 saatten fazla havada kaldı.[61]

 
TUSAŞ Hürkuş, adını Vecihi Hürkuş'tan almıştır.

Hürkuş, Kurtuluş Savaşı'ndaki hizmetleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden üç takdirname almıştır ve bu kadar çok takdirname alan tek kişidir.[62] Ayrıca Kurtuluş Savaşı sırasında pilot olarak yaptığı çalışmalar nedeniyle İstiklâl Madalyası sahibidir.[9]

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi'nden Abdullah Aydoğan'a göre Türk havacılığı, Hürkuş'un girişimleri sayesinde "kısıtlı kaynaklara rağmen değerli deneyimler" kazanmıştır.[63] Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tarafından geliştirilen turboprop eğitim uçağı Hürkuş ve süpersonik hafif savaş uçağı Hürjet, onun adını taşımaktadır.[64] Kudret Sabancı'nın 2018 yapımı Hürkuş: Göklerdeki Kahraman adlı dram filmi Hürkuş'un hayatına dayanmaktadır.[65] 2022 yılında Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), Hürkuş da dâhil olmak üzere millî savunmadaki beş önemli Türk'ün hayatını konu alan Savunma Sanayiinin Yalnız Dehaları adlı belgeselin çekimlerine başlamıştır.[66]

  1. ^ Ceza süresi kaynağa bağlı olarak farklılık göstermektedir. Anadolu Ajansı, Hürkuş'un 1925'te Resimli Ay ile yaptığı röportaja dayanarak 10 gün olduğunu iddia ederken,[19] Hürkuş kendi kitabında 15 gün yazmaktadır.[20]

Kaynakça

değiştir

Alıntılar

değiştir
  1. ^ a b c Avşaroğlu 2007, s. 39.
  2. ^ Yavuz 2012, s. 26.
  3. ^ Hürkuş 2000, s. 1.
  4. ^ a b Taşkıran 2018.
  5. ^ a b Avşaroğlu 2007, s. 46.
  6. ^ Işık 2016, s. 49.
  7. ^ a b c d e Ünalp 2022, s. 58.
  8. ^ Yalçın 2016, s. 222.
  9. ^ a b c d e f g Yılmazer 2021, s. 1.
  10. ^ a b Yavuz 2012, s. 24.
  11. ^ Sarıkoyuncu & Açıkgöz 2017, s. 170.
  12. ^ Ünalp 2022, s. 68.
  13. ^ Kapucu 2021, ss. 113-115.
  14. ^ Hürkuş 2000, s. 139.
  15. ^ Hürkuş 2000, s. 143.
  16. ^ Hürkuş 2000, s. 154.
  17. ^ Yavuz 2012, s. 25.
  18. ^ a b Yavuz 2012, s. 27.
  19. ^ a b Gönel 2020.
  20. ^ a b Hürkuş 2000, s. 173.
  21. ^ Hürkuş 2000, ss. 173-174.
  22. ^ Hürkuş 2000, s. 178.
  23. ^ Hürkuş 2000, s. 302.
  24. ^ Avşaroğlu 2007, s. 41.
  25. ^ Öztürk 2018, s. 234.
  26. ^ a b c d Yılmazer 2021, s. 2.
  27. ^ Kurt 2021b, ss. 782-783.
  28. ^ Kurt 2021b, s. 786.
  29. ^ Avşaroğlu 2007, ss. 41-42.
  30. ^ Yusufoğlu & Kara Pilehvarian 2017, s. 256.
  31. ^ Avşaroğlu 2007, s. 42.
  32. ^ a b Avşaroğlu 2007, s. 43.
  33. ^ Aslan 2014, s. 145.
  34. ^ a b c Avşaroğlu 2007, s. 44.
  35. ^ Avşaroğlu 2007, s. 53-54.
  36. ^ Kurt 2021a, s. 548.
  37. ^ Kurt 2021a, ss. 554-555.
  38. ^ Kurt 2021a, s. 556.
  39. ^ Kurt 2021a, s. 563.
  40. ^ Hürkuş 2000, s. 311.
  41. ^ Kurt 2022, s. 66.
  42. ^ Hürkuş 2000, s. 316.
  43. ^ Kurt 2022, s. 68.
  44. ^ Kurt 2022, s. 70.
  45. ^ a b Kurt 2022, s. 71.
  46. ^ Yusufoğlu & Kara Pilehvarian 2017, s. 251.
  47. ^ Yusufoğlu & Kara Pilehvarian 2017, s. 258.
  48. ^ Hürkuş 2000, ss. 318-319.
  49. ^ Kurt 2022, s. 72.
  50. ^ Kurt 2022, s. 73.
  51. ^ a b Avşaroğlu 2007, ss. 44-45.
  52. ^ Kurt 2022, s. 74.
  53. ^ a b c d Işık 2016, s. 56.
  54. ^ a b Avşaroğlu 2007, ss. 45-46.
  55. ^ a b Işık 2016, s. 57.
  56. ^ Yılmazer 2021, s. 3.
  57. ^ a b Avşaroğlu 2007, s. 47.
  58. ^ Bocutoğlu & Dinçaslan 2014, s. 161.
  59. ^ a b Avşaroğlu 2007, s. 48.
  60. ^ Taşdemir 2021.
  61. ^ Avşaroğlu 2007, s. 49.
  62. ^ Türk Hava Kurumu.
  63. ^ Aydoğan 2020, s. 79.
  64. ^ Mezkit Saban 2021, s. 489.
  65. ^ Hürriyet 2018.
  66. ^ TRT 2022.

Bibliyografya

değiştir

Dış bağlantılar

değiştir